“Global talebe daha etkin cevap verebilmeliyiz”
İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, iklimlendirme sektörü olarak yılın ilk çeyreğinde 1,8 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi.
Türkiye genelinde ortalama 1 dolar olan ihracat birim fiyatı iklimlendirme sektöründe 6,1 dolar seviyelerinde gerçekleştiği bilgisini paylaşan Şanal, “2024 yılında sektör olarak ihracatımızı 7,8 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor ve bu hedef için var gücümüzle çalışıyoruz. 2024 yılında Nisan ayı itibarıyla gerçekleşen klima sistem ve elemanları ihracatımız 266,2 milyon dolar olarak gerçekleşti” dedi.
2024 yılında Ocak-Nisan döneminde klima ürünlerinde en fazla ihracatın 48,8 milyon dolarla Fransa’ya gerçekleştiğini kaydeden Mehmet Şanal, Fransa’yı sırasıyla İtalya, İspanya, Hollanda ve Almanya izlediğini sözlerine ekledi.
“Yüksek kalite algısı stratejik konumu pekiştiriyor”
Türk iklimlendirme sektörünün kaliteli üretim gücü, yüksek üretim kapasitesi bulunduğunu söyleyen Mehmet Şanal, “Türkiye’nin coğrafi konumu, lojistik avantajı, pandemi döneminde gösterdiği ihracat performansı, uygun maliyetler, teknoloji, inovasyon ve yeni ürün geliştirmeye yatkın olması yurtdışında rekabet gücünü artıran faktörler arasında yer alıyor” dedi.
Mehmet Şanal, bütün bunlara ek olarak ihracata ilgi düzeyinin yüksekliği, iş yeteneğini geliştirme arzusu, düzenli ihracat yapma oranlarındaki yüksek potansiyel, düşük maliyetli ülkelerle kıyaslandığında fiyat-kalite değerlendirmesinde yüksek kalite algısı gibi fırsat alanlarının da global arenada sektörün stratejik konumunu pekiştirdiğini söyledi.
İSİB Başkanı Şanal, “Güçlü olduğumuz tüm bu alanları daha da etkin kullanabilmek adına kuşkusuz gelişime açık yönlerimizi de ele almamız çok değerli. Bu noktada sektörümüzün, küresel pazarın değişen ihtiyaçlarına daha etkin cevap verebilmek için sürdürülebilirlik protokollerine uyum ve dijitalleşme sürecini hızlandırması ile Ar-Ge çalışmaları ışığında yeni ürün geliştirme yeteneğini daha da artırması önem arz ediyor” şeklinde konuştu.
“En büyük ihracat rotamızı Avrupa olarak belirledik” diyen İSİB Başkanı Şanal, “Avrupa’yı saran yeşil dönüşüm konusu da yakın markajımızda yer alıyor. Bu gelişmeler doğrultusunda iklimlendirme sektörü firmalarımızla Avrupa’daki pazarımızı korumak için ürünlerimizi ekodizayn kriterlerine uygun hale getirecek şekilde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Sektör olarak mevcut ihracatımızın üstüne koyarak yılsonunda yüzde 8’lik bir büyüme hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
İSİB’in Türkiye’de iklimlendirme sektöründe tek ve koordinatör ihracatçılar birliği olduğuna değinen Mehmet Şanal, “Ülkemizin marka değerini yükseltmek, uluslararası arenada daha güçlü bir şekilde söz sahibi olmasını sağlamak adına Avrupa pazarları dışında da etkin çalışmalar yürütüyor ve dünyanın her noktasında firmalarımızı destekliyoruz” dedi.
“Sektör yeni teknolojileri geliştirmeye hazır olmalı”
Yeşil dönüşüm kapsamında enerji tasarruflu ve çevre dostu sistemlerin üretimi ve kullanımının son yıllarda gittikçe yaygınlaştığını sözlerine ekleyen Mehmet Şanal, sektör firmalarının bu alanlardaki Ar-Ge yatırımlarının arttığını ifade etti.
Söz konusu çalışmaların özellikle yeni nesil soğutucular ve ısı pompalarında hız kazandığını kaydeden Mehmet Şanal, “Binalarda enerji verimliliğini artırmak için bina otomasyon sistemleri daha yaygın bir şekilde kullanılıyor. Yapay zekâ ve makine öğrenimi konusunda da yatırımlar giderek artıyor. Sektör olarak, bu yeni teknolojileri benimsemeye ve geliştirmeye hazır olmalıyız. Bu sayede, iş ortaklarımıza daha iyi çözümler sunabilir ve küresel rekabette öne geçebiliriz” dedi.
“Kalifiye işgücü yetiştirmeliyiz”
Ar-Ge yatırımlarının artırması gerektiğini vurgulayan Şanal, “Sektörde bilgi ve bilinçlendirmeyi geliştirmeli ve kalifiye işgücü yetiştirmeliyiz” şeklinde konuştu. Mehmet Şanal, Türk iklimlendirme sektörünün Ar-Ge faaliyetlerini enerji verimliliği, teknolojik yenilikler, çevreci yaklaşımlar ve iç mekân hava kalitesi gibi alanlara yoğunlaştırarak sektördeki gelişmeleri desteklediğini belirtti ve bu alanlarda yapılan yatırımların sektörün rekabet gücünü artıracağını ve gelecekteki büyüme potansiyeline ivme kazandıracağını kaydetti.