İBB Başkanı İmamoğlu, İstanbul’un Fethinin 570. Yıldönümünde Konuştu
HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbulBüyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul fethinin 570. yıl dönümü vesilesiyle. “Keşke bugün her şey farklı olsaydı. Keşke bugün milyonlarca insan da sürece farklı bakabilse. Maalesef olmadı. Ben geçmişi temsil etmiyorum. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ defterimde yok. Klişe analojiler değil. defterimde.siz gençlerin gözlerinin içine bakıyorum.biz artık o dünyaları değiştirmek istiyoruz. Bu güzel ülke mutlaka özgür, adil, müreffeh ve demokratik bir ülke olacaktır. Kimse kendini umutsuz hissetmesin. Doğru olduğuna inandığımız için çıktığımız bu yolda, tek bir adım geri adım atmadan her zaman birlikte yürümeye devam edeceğiz” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İstanbul’un fethinin 570. yıl dönümü vesilesiyle Fatih Sultan Mehmet Han’ın anıldığı Maltepe miting alanında düzenlenen kutlamaya katıldı. Burada bir konuşma yapan İmamoğlu, bir kutuplaşmayla karşı karşıya olduklarını ancak yine de hep birlikte barış ve kardeşlik içinde yaşayabileceklerine inandıklarını ifade etti. İmamoğlu şunları söyledi:
“İSTANBUL, EVRENSEL HOŞGÖRÜNÜN SİMGESİ OLDU: Umutsuzlukla karşı karşıya kalsak da, umudun bu topraklardan her gün fışkırabileceğine inanıyoruz. Bazen birilerini dışarıda tutan, bazen bağırıp çağıran, bölen siyasete rağmen, daha iyi ve daha güçlü bir birlik yaratmanın mümkün olduğuna inanıyorsunuz. Fatih Sultan Mehmet sadece antik kenti değil, bu kentte yaşayanların da gönlünü fethetmiştir. Fetih, şehirde yaşayan her inançtan insanı kucakladığı için kalıcı oldu. İstanbulFatih Sultan Mehmet’in büyük gücü ve ilhamıyla tüm inançların ve kültürlerin bir arada yaşadığı örnek bir dünya başkenti oldu. İstanbul ; adaletin, hoşgörünün ve hukuka saygının merkezi oldu. Evrensel hoşgörünün sembolü haline geldi. Bugün hepimiz bu toplumun, bu güzide milletin farklı coğrafyaların çocukları olarak burada yaşıyoruz. İstanbul Türkiye’nin kutsal ve büyük tarihine hep birlikte sahip çıkmakla sorumluyuz. Fatih Sultan Mehmet Han’ımızın bu kadarı… İstanbul 5 yıldır düşman işgali altında. İstanbul Türkiye’yi işgalden kurtaran ve hepimize bir kez daha sunan kişi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Onun için sorumluluğumuz da ona borcumuzdur.
DEMOKRATİK MÜCADELEMİZİ HESAPLAMADAN DEVAM EDECEĞİZ: Herhangi bir kişinin veya bir siyasi partinin veya bir avuç insanın dilediği gibi kesip, parçalayıp, satışa sunabileceği bir şehir asla değildir. Bu kadim şehir, 16 milyon İstanbullunun, 86 milyon insanın teker teker hepimize emanet ettiği bir emanettir. Bu fetih ve Atatürk’ün İstanbul‘ dır-dir. İstanbul, türkiyeÖyle, unutma. Oy Sonucun ülkemiz için hayırlı olmasını dilerim. Doğal gücün verdiği tüm aksiliklere rağmen Millet İttifakı olarak seçimi kazanamadık. Şahsen bu sonuçlara üzülüyorum. Seçim öncesi söylediği her söze inanmış biri olarak doğal olarak ülkemin adına gönülden bağlıyım ve bu sonuçlardan dolayı tedirginim. İktidarın siyasi anlayışı ve devleti idare şeklinin günümüzde yaşadığımız sorunların başlıca sebepleri olduğunu düşünüyorum. İleride yaşayabileceğimiz sorunların da kaynağı olacağı için bu siyaset anlayışına karşı demokratik mücadelemizi her koşulda vazgeçmeden sürdüreceğiz.
VATANDAŞIMIZA İNDİRİM UYGULANMAYA ÇALIŞILMIŞTIR: Bu ilkeleri her zaman hatırlayacağız. Milletimiz cumhurbaşkanlığı yetkisini Cumhur İttifakı adayına vermiştir. Tabii ki mazeret yok. Süreç böyle bitti hayırlı olsun ama haksız şartlar var. Ne yazık ki kutuplaşma var. Maalesef hakaret ve iftira dili var. Ne yazık ki demokrasi tarihimizde olumsuz izler var. Onları telafi edeceğiz. Bazı sözcüler seçmeni ‘terörist, hain, sapık’ gibi sözler kullanmakla suçladı. Bu hepimizi üzdü. Siyasi partilere gönül vermiş vatandaşlarımız arasında nifak yaratılmaya çalışılmıştır. Bu çabalar sonunda Ordu Güzelyalı’da dün kutlayanlar bu duyguyu yaşarken bir küçük oğlumuzun hayatını kaybetmesi üzücü oldu. Asla olmadı. Bu duyguların yaratılması asla kabul edilemez.
BU ÜLKEDE DEĞİŞİM İSTEĞİNİ YENİDEN İNŞA ETMELİYİZ: Bu süreçte toplumun en büyük arzusunun sandığa yansımasını sağlayacak bir gönül seferberliğini tam anlamıyla oluşturamadık. Türk toplumunun değişim arzusunun dün gece gördüğümüz sonuçtan çok daha büyük olduğunu biliyorum. Bu ülkede değişim iradesini sıfırdan yeniden inşa etmeliyiz. Bu ülkede daha nezih bir yaşam, daha adil bir örgütlenme, daha müreffeh bir toplum, kuralları ve kurumlarıyla sorunsuz işleyen bir demokrasi isteyenlerin mücadelesini bu ülkede özellikle siz sevgili gençlerle birlikte inşa etmeliyiz. insanlar. Bu süreci oluşturan taraflar ve bireyler olarak bu gerçekle elbette yüzleşeceğiz. Her zaman nedenlerini bulacağız ve analizlerini birlikte geliştireceğiz. Bu olgunluk ve cesaretle mücadele kararlılığımız olduğundan hiçbir vatandaşımızın ve kimsenin şüphesi olmasın.
GERİ DÖNMEDEN YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ: Bu bedelleri göze alarak unutulmaz bir demokrasi çabası gösterdiğinizi görüyorum. Hatırlamak; Devlet herkese eşit ve adil davranmalıdır. Ama böyle bir süreçte özgür ve güçlü bir Türkiye’yi kurma hedefiyle yürüyebiliriz. Her zaman umutla, her zaman neşeyle ve cesaretle bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Burada size bir ağabey, bir ağabey, bir yurttaş olarak sesleniyorum. Gerçek olduğuna inandığımız için çıktığımız bu yolda, geri adım atmadan her zaman birlikte yürümeye devam edeceğiz. Sevgili gençler; Gerçek olduğuna inandığım her yola, o sürecin en çalışkan askeri olmanın verdiği tutku ve tutkuyla çıkıyorum. Her şeyi bu kadar keyifli hale getirecek olanın bu inanç, tutku ve tartışma olduğuna inanıyorum. Bundan sonra da ülkemize olan bağlılığımız, demokrasiye olan inancımız, milletimize olan sevgi ve saygımız için gerekeni yapacağız. Her zaman çok daha büyük bir güç ve inançla birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
BU YOLDA DAHA HIZLI KOŞACAĞIM: Temelde yoldayım. O yoldan hiç vazgeçmedim. Ben şimdi o yolda ne yapacağım? Daha hızlı koşacağım. Keşke bugün her şey farklı olsaydı. Keşke bugün milyonlarca insanın hepsi süreci farklı görebilseydi. Maalesef olmadı. Memnuniyet yolda olmak ve yola çıkmaksa, o mesafeye ulaşmak için daha hızlı koşarım. Bu yola, bu yürüyüşe kıyafet kesmeye, çerçeve çizmeye, isim vermeye çalışanlar olabilir. Ben bu işlerden anlamıyorum. Ben geçmişi temsil etmiyorum. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ defterimde yok. Klişeler defterimde yok. Kararları çoktan ortadan kalkmış olan yargılar, fikir dünyamızda bir tor zerresi bile olamaz. Geçmişin anlamsız alışkanlıklarına hiçbir zaman yön vermedim, vermiyorum. Siz gençlerin gözlerine bakıyorum. seni anlamaya çalışıyorum Seninle yolu yürüyeceğim. Şimdi bu dünyaları değiştirmek istiyoruz. Hep birlikte geleceği temsil ediyoruz. Sizi birlikte temsil ediyoruz. Çocuklarımızla, gençlerimizle, kadınlarımızla, erkeklerimizle geleceğin askerleriyiz; Unutma.
SAHTE YETKİ ALANLARINIZ ASLA İSTANBUL’A TESLİM EDİLMEYECEK:Biri hala oykazansa bile İstanbul İsteğine saygı duymayabilir. Bugün hala birileri var ama Türkiye değil. İstanbuleğer sayıyorsa İstanbul Yanında seni arıyor olabilir. Hala hayal kurmanın bir sakıncası olduğunu düşünmüyorum ama size söyleyeyim; Dün dündür azizim, yeni şeyler söylüyoruz. Ne siz, ne de uydurma yargı kararlarınız, İstanbul Onu asla alamayacak. Bir şeyi unuturlar. Biz, İstanbul Biz fethetmedik. Fatih Sultan Mehmet fethetti ama unutma; biz senin bu kardeşin gönülleri fethettik. ‘ İstanbul ‘Aşk her zaman kazanır’ dedik. Hep ‘O kalpler, o güzel kalpler kazanacak’ dedik. ‘ İstanbul ‘Birlik ve beraberliği kazanacağız’ dedik. Biz bunu söylemedik mi? Birlik kazanacak. Kazandı ve kazanmaya devam edecek. Üzüldüğüm ülkemiz ve demokrasi adına partiler var ama hiçbir zaman karamsar olmadım, değilim. Asla pes etmeyeceğim. Sahip olduğu prestij ile bugün, yürüdüğümüz bu doğru ve adil yolda artık herkesin bu sürecin en çalışkan askeri olmayı görev edineceğine yürekten inanıyorum. Birbirimize verdiğimiz güç ve hoş güçle kesinlikle başaracağımızı biliyorum.
KİMSENİN YARDIMCI HİSSESİNE İZİN VERMEYİN: Bu güzel ülke mutlaka özgür, adil, müreffeh ve demokratik bir ülke olacaktır. Kimse kendini umutsuz hissetmesin. Gönülleri fethetmesini bilen Fatih Sultan Mehmet’in vizyonundan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün geleneğinden geliyoruz. Hep birlikte, en zor kurallar altında, millet aşkıyla başaracağız. Bu kadim şehirde 2019 seçimleri ile iktidara geldikten sonra hep yerlici olmadan karşıt olmanın bedelini gördük. İlkelerden taviz vermeden uzlaşmanın mümkün olduğunu gördük. Birbirimizi dinlemeye istekli olduğumuzda, insanlardaki berbatlığın yerini yetkinliğin alabileceğini gördük. Anadolu ve Trakya coğrafyasının, kuzeyin, güneyin, doğunun ve batının birleştiği bu keyifli yerdeyim. İstanbul , Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yani sizlerin, ailelerinizin, anne babalarınızın, kardeşlerinizin ve çocuklarınızın özünün nezaket, hoşgörü ve iyiliği temsil ettiğini gördüm. Milletimizin bu özellikleri sayesinde hep birlikte daha umutlu bir Türkiye kurabileceğimize inandım. Bu yüzden değişim isteyen milyonlarca insanın kendini en umutsuz hissettiği bir dönemde, ben size ‘hayır’ diyorum, ‘umutsuzluğa kapılmayın’. Biz milyonlarca insan hayallerimizi her zaman birlikte gerçekleştirebiliriz. Ülkemizin kurucularının dehası; Renginden, kültüründen ve inancından bağımsız olarak herkesin değil ama herkesin ortasında huzur ve onur içinde yaşayabileceği bir sistem tasarlamış olmaları en değerlisidir.
HEPİMİZ DEĞİŞİM İSTEYEN SESLERE YANIT VERMELİYİZ: Bahadırlı olmak çok kıymetli çünkü bu şehrin ve bu ülkenin insanı nice çaresiz zamanlarda tekrar tekrar ayağa kalkmayı başardı. Bu milletin değişim iradesi daha önce defalarca denendi ve başarılı oldu. Her seferinde yeni bir nesil doğdu ve yapılması gerekeni yaptı. Bugün bir kez daha bu topraklarda değişim çağrısı yapan seslere hepimizin yanıt vermesi gerekiyor. Hem Fatih Sultan Mehmet’ten hem de aziz Atatürk’ten öğrendiklerimiz; sevgili gençler, şartlar ne kadar zor olursa olsun, bir şeyler kesinlikle ve kesinlikle imkansız gibi görünse de, vatanını seven insanlar değişimi başarmıştır. O başarabilir ve başaracaktır. Bugün bizi bekleyen zorlukların ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Bitmeyen bir otoriterlik, tehlikeli bir kutuplaşma, ortak geleceğimizi tehdit eden ekonomik çöküş, ülkenin borç batağı ve ne yazık ki sığınmacı ve mülteci sorunu, canımızı en çok sıkan işler ve insanların yapamayacağı yetersiz eğitim sistemi. bir şey öğrenemezler, tüm çabalarına rağmen iki tarafları da vardır. Başta siz işsizliğe mahkûm gençler olmak üzere hiçbir şey üretemeyen aileler, hepimizi bir arada yaşamaya zorlayan o milyonlarca mülteci ve Kanal İstanbul gibi şehirlerimizi betonlaştıran kötü projeler; Bütün bu zorlukları iyi biliyoruz.
KÖTÜ EĞİLİME GEÇEN BİR NESİL OLACAĞIZ: Bu zorluklarla birlikte analiz üretmeyi de biliyoruz. Zavallı gidişata son veren ve hep birlikte başaran nesil olacağız. Bütün bunları yapabileceğimize inanmayanlar olacaktır. Bu insanların şüphelerini tamamen anlıyorum. Doğal olarak bu değişim kendi başımıza olmuyor. Bölündüğümüzde, başarısız olmaya mahkumuz. Değişim için herkesin kalbini fethetmeliyiz. Bu ülke insanlarının ağır sorunlarını analize taşıyan çoğunluğun iradesini almak zorundayız. Endişeye ve şüpheye yer yoktur. Bir irade iklimi yaratmalıyız. Gelin hep birlikte yapılması gerekeni birlikte yapalım, demokrasi ve özgürlük adasını birlikte inşa edelim. Bütün bu zorlukların üstesinden gelebiliriz. Hep birlikte üstesinden geleceğiz. Ülkemizin dört bir yanında, ovasında, yaylasında, dağlarında, sahillerinde umut ateşleri yakacağız. Şunu unutma. Eksiklerimizden ve eksikliklerimizden ders çıkaracağız. En olası olmayanları arka arkaya koyarsak ve inanırsak imkansız olmadığını göstereceğiz. Tüm bu aşamaları, bu ülkenin değişim isteyen milyonlarıyla birlikte hep birlikte başaracağız. Her şey çok hoş olacak. Kendine inan. Her şey seninle çok keyifli olmaya devam edecek.”